Pamuk Yetiştiriciliği

Tekstil Ana hammaddesi olan Pamuk Türk Tarımı ve Ekonomisi içerisinde önemli bir konuma sahiptir. Pamuk, sentetik lif üretiminin sürekli artmasına karşın dünya tekstil sanayinde kullanılan hammaddeler arasındaki yeri ve önemini korumaktadır. Halen kullanılan dokuma hammaddesinin % 60′ı pamuktan sağlanmaktadır. Bir endüstri bitkisi olan pamuk, lifi ile tekstil, çiğidi ile yağ sanayiine hammadde olması, küspesi ile hayvancılığın gelişmesine katkıda bulunması nedeniyle ülke ekonomisindeki yeri büyüktür. Ülkemiz de pamuk üç önemli bölgede üretilmektedir. Bunlar Ege, Çukurova ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleridir. Ege Bölgesi Türkiye’de en fazla pamuk üretilen bölge olup, tekstil sanayinin kullandığı en kaliteli pamuğu üretmektedir. Çukurova Bölgesindeki pamuk alanları ise önemli dalgalanmalar göstermekte ve giderek azalmaktadır. Bölgenin iklim şartları uygun olmasına rağmen, sulama olanaklarının henüz kısıtlı oluşu pamuk tarımını sınırlandıran en önemli faktördür.

Pamuk, değişik kullanım alanlarıyla dünyada tarım, sanayi ve ticaret sektörlerinde önemli konumu olan ürünlerden birisidir. Artan dünya nüfusuna paralel olarak sanayileşen ve kalkınan toplumlarda, refah düzeyinin yükselmesi dünya pamuk tüketimini artırmış ve tüketim son yıllarda 19.5 milyon ton civarına yükselmiştir. 1996-1997 sezonunda dünyada 35 milyon hektarlık bir alanında, 20 milyon ton lif pamuk üretilmiş ve , dünya lif verimi 567 kg/ha olarak gerçekleşmiştir.Son yıllarda gelişen tekstil sanayimiz ülkemizi pamuk ithal eden bir ülke konumuna getirmiş ve bu durumun GAP’ın muhtemel tamamlanma tarihi olan 2010 yılına kadar sürmesi beklenmektedir. Pamuk tarımına dayalı kaynakların (tekstil ve benzeri) ülkemiz açısından stratejik öneme sahip olan dışsatım gelirlerinin önemli bir bölümünü oluşturduğu göz önüne alınırsa, pamuğun ham olarak ihracı yerine tekstil ürünleri olarak ihraç edilmesi dış ticaret dengesi dengesi açısından çok önemlidir. Pamuk, sadece tekstil sanayii için değil, yağ sanayi açısından da önemli bir tarım ürünüdür. Yan ürün olarak çekirdek kapçığı ve küspesi de değerli bir hayvan yemidir. Pamuk katma değer kazandıran bir ürün olmasının yanı sıra, iyi bir istihdam kaynağı da oluşturulmaktadır.

Türkiye’de M.Ö. 330 yılına dek geriye giden uzun bir tarihçesi olmasına karşın asıl gelişmesini 11. yüzyılda Selçuklu Türkleri, 14. Yüzyılda Osmanlı Türkleri zamanında olmuştur. Türkiye Cumhuriyetin ilanından sonra ise pamuk tarımına büyük önem verilmiştir.

Pamuk bitkisi kök, sap, yaprak, çiçek ve tohumdan oluşmaktadır. Tür ve varyetesine göre 60-120 cm, ağaç halinde olanlar ise 5-6 m boylanabilir. Pamuk 30-100 cm derine, 50-80 cm yanlarına uzanan kazık köke sahiptir. Toprak yüzeyinin 8-10 cm altında ilk yan kökler meydana gelir Bunlar yatay olarak büyürler. Yan köklerin sayıları 3-4 tanedir. Her biri tekrar dallanarak etrafa yayılır. Epidermis hücrelerinin dışa doğru uzaması ile sayısız emici tüyler meydana gelir.Afrika’da, çok yıllık ağaç şeklinde olan pamuk çeşitleri de vardır. Pamuk gövdeleri dik, dallanmış ve çok tüylüdür. Yapraklar uzun saplı, parçalı ve tabanı kalp şeklindedir. Çiçekler saplı ve yaprakların koltuğunda tek tek bulunur. Dış çanak yaprakları üç parçalı, taç yaprakları ise beş serbest parçalıdır. Meyve, olgunlukta açılan veya kapalı kalan, 3-5 gözlü bir kapsüldür. Bu kapsüle koza da denir. Her gözde siyahımsı renkli, oval şekilli ve üzeri uzun, sık ve beyaz renkli tüylerle örtülü 5-10 tohum bulunur. Pamuk tohumu, etrafındaki bu tüy veya liflerle beraber `kütlü` adını alır.

Pamuğun önemini artıran bir hususta, iklim koşulları bakımından dünya pamuk üretim alanlarının çok sınırlı olmasıdır. Arkeolojik kanıtlar gerek Hindistan gerek Güney Amerika’da birbirinden bağımsız olarak 6000 ila 7000 yıl önce pamuğun değişik türlerinin tarımının yapıldığı ve giyimde kullanıldığını göstermektedir. Eski dünyaya pamuk Hindistan’daki Harappa uygarlığından gelmiştir. Mezopotamya’dan da Eski Mısır’a geçmiştir.

Pamuğun Arapça’daki ismi olan kutun (‘al kutun’) İngilizce’ye cotton, İspanyolca’ya algodón olarak geçmiştir. Pamuk için Türkiye’de yerel olarak üreticilerin kullandığı ‘pambuk’,'bambuk’ adının da, bugün kuzey Suriye’de yer alan Manbij şehrinin (Hierapolis Bambyce ya da Bambyke) başka dillerdeki değişik söylenişinden geldiği muhtemeldir. Pamuk, alüvyonlu ve kuvvetli toprakları sever. Derin sürülmüş ve iyi gübrelenmiş topraklara ekilir. Ekim; sıcak bölgelerde şubat, soğuk bölgelerde Mart-Nisan aylarında yapılır. Ağustos ve eylülde hasat edilir. Pamuk için en büyük tehlike yağmurlardır. Yağmurlar, verimin ve kalitenin düşmesine sebep olur.Pamuk bitkisi her türlü toprakta yetişebilen bir bitki olmakla birlikte, yüksek verim ve kaliteye ulaşabilmek için toprağın derin profilli ve alüviyal olması gerekir. İşlenmesi ve sulanması kolay topraklar pamuk tarımı için ideal topraklardır.

Ülkemiz 7 yüz bin hektarlık ekim alanı, 8 yüz bin ton tutarındaki lif üretimi ve 1.125 kg/ha’lık lif verimi ile dünya pamuk üretiminde altıncı sırada yer almaktadır ve pamuk ipliğini başlıca İtalya, Belçika, İngiltere, İsrail, ABD, Almanya ve Mısır’a ihraç etmekteyiz. Pamuk (Gossypium hirsitum), ebegümecigiller (Malvaceae) familyasından anavatanı Hindistan olan kültürü yapılan bir bitki türüdür.Türkiye’de yetiştirilen pamukların tamamı orta lifli pamuklar olup birçok çeşidi kullanılmaktadır. Yaygın olanları; Stoneville 453, Carolina Quin, Çukurova 1518, Sayar 314, Nazilli 84, Nazilli 87, Maraş/Erşan 92 ve Ege 7913 çeşididir.